MİMAR

Mimar Nedir ? Sözlüğe bakarsak : Mimar, yapıları estetik ilkeler doğrultusunda dizayn eden bunu yaparken ise kullanıcı isteklerini göz önünde bulunduran ve genellikle yapım sürecini de kontrol eden, denetleyen uzman kişi Mimar Nedir sorusunu hadi biraz daha açalım...
Mimar, ihtiyacını duyduğumuz mekanları tasarlayan ve oluşturulabilmesi için gerekli olan çeşitli disiplinleri (makine mühendisi, inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, peyzaj mimarı, harita mühendisi, jeoloji mühendisi, iç mimar ) organize eden, hem estetik hem de fonksiyonel mekanlar üretilmesini sağlayan kişidir. Bir mimarın, bu organizasyonu sağlayabilmesi ve alt disiplinler ile iletişim kurabilmesi için kendi bilgisi ve mesleki yeteneğinin dışında bu disiplinler ile ilgili de bilgiye sahip olması gerekmektedir.
Mimar nedir sorusuna açıklık getirdiğimize göre birazda mimarlık nedir ? açıklayalım..
Mimarlık, mekanları tasarlama durumudur. İnsanların yaşamasını kolaylaştırmak ve mekan ihtiyacını karşılamak için gerekli alanları, işlevsel gereksinmeleri teknik ve ekonomik olanaklarla bağdaştırarak estetik yaratıcılıkla inşa etme sanatı ve bilimidir.
yani mimarlık bir felsefedir.. bir yaşam biçimidir…
Mimarinin geçmişi çok eskiye dayanmaktadır. Henüz yazının icadından önceki prototip yapılarda bile mimarlık anlayışının varlığı görülür. Hazırlık kültürleri olarak Anav, Afanasyevo, Andronovo kültürlerini ele aldığımızda ilkel kulübe yapılarının aynı zamanda ilkel mimarlık anlayışı olduğunu da belirtebiliriz. Dönemin ilkel insanları barınma gibi temel ihtiyaçları başta olmak üzere sanat yapmak için de farklı kulübe inşa ettikleri görülmektedir. Sadece barınma amaçlı yapmadıklarının en somut göstergesi ise mezarlarının çevresini oval olarak tasarlamaları dır. Bu anlayış da gösterir ki salt mezar inşa etme çabasında olmadıkları görülür. Makalede ele alınan mimarlık sanatının zaman zaman değişik kültürlerin etkisiyle değişime uğramış üslup ve anlayışları vardır.
Mimarlık üsluplarından birkaç tanesini şöyle açıklayabiliriz..
Mimarlık sanatının üslubunu sanatçılar belirler. Her sanat dalında olduğu gibi bu sanat dalında da öncelikle yerel özellikler kullanılarak yerli mimarlık üslubu doğmuştur. Bu üslupta yerel bölgelerin iklimiyle şekillenen mimari yapının ortaya konması bu üslubun somut göstergesidir. Bunun aksine; Batılılaşma sürecinin yaşanmasıyla mimaride barok ve rokoko adında yeni üsluplar doğmuştur.
Barokun ve rokokonun özetini aktarırsak; kıvrık dallar, vazoların içinden çıkan devasa çiçek motifleri saray gibi yapılarda karşımıza çıkmıştır. Sonuç olarak mimarlık sanatında durağanlık değil ilerleme söz konusudur. Ayrıca etkileşim de kaçınılmaz bir olgudur.
Mimarlık sanatının toplumdan topluma farklılık gösteren özgün bir dokusu vardır. Söz gelimi; Türkiye’de 7 coğrafi bölge vardır ve bu bölgelerin mimari anlayışları ele alındığı takdirde farklı tasarımların ortaya konduğu görülebilir. Örnekle pekiştirmemiz gerekirse; Güneydoğu Anadolu’da sıcaklık derecesinin yüksek seyretmesiyle taş, mimari oluşumun inşa malzemesidir. Buna karşın İç Anadolu’da ise tuğla ve tuğlanın stirilize hali kerpiç, yapıların inşa malzemesi olarak kullanıldığı görülebilir. Yine Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde ise nem oranının yüksek olmasının bir sonucu olarak ahşap malzeme inşa unsuru olarak kullanılmaktadır.
İç Mimarın ve Mimarın ne yaptığına ve bu iki meslek kolunu birbirinden ayıracak olursak,
İç Mimar; Mimarlar tarafından hazırlanmış ve mühendisler tarafından sağlam bir şekilde ayağa dikilmiş bir yapı içerisindeki bölünmüş yada bölünmemiş mekanların iç kısımlarını kullanıcıların ihtiyacı ve isteği doğrultusunda iç mimari kurallara göre tasarlayıp, içerisinde yaşarken onu rahatsız etmeyecek ve kullanıcının tarzını yansıtacak şekilde tasarlayıp uygulamasından sorumlu olan kişidir.
Mimar; Aslında şehir plancısı ( Yeşil alanlar, yollar yerleşim yerleri, kamu alanları ve bunlar dışında şehrin bütününü tasarlayan kişi) tarafından tanımlanmış alana kullanıcının kendi fonksiyonlara sahip ihtiyaçlarına cevap verebileceği bir yapı ( İşyeri, Konut, Sanayi Yapısı vs.) tasarlar. Bina yapılması uygun görülmüş alan içerisinde, en uygun yeri tespit ederek bir iskelet oluşturur. Bu iskeleti çevresi ile uyumlu hale getirerek, Şehrin dokusuna uygun gerekli parametrelere (cephe, yükseklik, inşaat alanı, gerekli yol ve sokaktan yapının çekme mesafeleri, malzeme vs. uyumlu) ve teknik detaylara göre yapıyı tasarlar.
Bu iki meslek dalının yaptıkları işlere örnek vermek açısından aşağıdaki fotoğrafta hem iç mimar hem de
mimarın çalışma mekan ve şekilleri hakkında kısmen fikir sahibi olabilirsiniz.
Mimar nedir sorusuna açıklık getirdiğimize göre birazda mimarlık nedir ? açıklayalım..
Mimarlık, mekanları tasarlama durumudur. İnsanların yaşamasını kolaylaştırmak ve mekan ihtiyacını karşılamak için gerekli alanları, işlevsel gereksinmeleri teknik ve ekonomik olanaklarla bağdaştırarak estetik yaratıcılıkla inşa etme sanatı ve bilimidir.
yani mimarlık bir felsefedir.. bir yaşam biçimidir…
Mimarinin geçmişi çok eskiye dayanmaktadır. Henüz yazının icadından önceki prototip yapılarda bile mimarlık anlayışının varlığı görülür. Hazırlık kültürleri olarak Anav, Afanasyevo, Andronovo kültürlerini ele aldığımızda ilkel kulübe yapılarının aynı zamanda ilkel mimarlık anlayışı olduğunu da belirtebiliriz. Dönemin ilkel insanları barınma gibi temel ihtiyaçları başta olmak üzere sanat yapmak için de farklı kulübe inşa ettikleri görülmektedir. Sadece barınma amaçlı yapmadıklarının en somut göstergesi ise mezarlarının çevresini oval olarak tasarlamaları dır. Bu anlayış da gösterir ki salt mezar inşa etme çabasında olmadıkları görülür. Makalede ele alınan mimarlık sanatının zaman zaman değişik kültürlerin etkisiyle değişime uğramış üslup ve anlayışları vardır.
Mimarlık üsluplarından birkaç tanesini şöyle açıklayabiliriz..
Mimarlık sanatının üslubunu sanatçılar belirler. Her sanat dalında olduğu gibi bu sanat dalında da öncelikle yerel özellikler kullanılarak yerli mimarlık üslubu doğmuştur. Bu üslupta yerel bölgelerin iklimiyle şekillenen mimari yapının ortaya konması bu üslubun somut göstergesidir. Bunun aksine; Batılılaşma sürecinin yaşanmasıyla mimaride barok ve rokoko adında yeni üsluplar doğmuştur.
Barokun ve rokokonun özetini aktarırsak; kıvrık dallar, vazoların içinden çıkan devasa çiçek motifleri saray gibi yapılarda karşımıza çıkmıştır. Sonuç olarak mimarlık sanatında durağanlık değil ilerleme söz konusudur. Ayrıca etkileşim de kaçınılmaz bir olgudur.
Mimarlık sanatının toplumdan topluma farklılık gösteren özgün bir dokusu vardır. Söz gelimi; Türkiye’de 7 coğrafi bölge vardır ve bu bölgelerin mimari anlayışları ele alındığı takdirde farklı tasarımların ortaya konduğu görülebilir. Örnekle pekiştirmemiz gerekirse; Güneydoğu Anadolu’da sıcaklık derecesinin yüksek seyretmesiyle taş, mimari oluşumun inşa malzemesidir. Buna karşın İç Anadolu’da ise tuğla ve tuğlanın stirilize hali kerpiç, yapıların inşa malzemesi olarak kullanıldığı görülebilir. Yine Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde ise nem oranının yüksek olmasının bir sonucu olarak ahşap malzeme inşa unsuru olarak kullanılmaktadır.
Mimarlık ile İç Mimarlık arasındaki Fark Nedir ?
Halk arasında iki meslek dalından birindeyseniz sizi bir soru bekliyor. İç Mimar mısın Dış Mimar mı?İç Mimarın ve Mimarın ne yaptığına ve bu iki meslek kolunu birbirinden ayıracak olursak,
İç Mimar; Mimarlar tarafından hazırlanmış ve mühendisler tarafından sağlam bir şekilde ayağa dikilmiş bir yapı içerisindeki bölünmüş yada bölünmemiş mekanların iç kısımlarını kullanıcıların ihtiyacı ve isteği doğrultusunda iç mimari kurallara göre tasarlayıp, içerisinde yaşarken onu rahatsız etmeyecek ve kullanıcının tarzını yansıtacak şekilde tasarlayıp uygulamasından sorumlu olan kişidir.
Mimar; Aslında şehir plancısı ( Yeşil alanlar, yollar yerleşim yerleri, kamu alanları ve bunlar dışında şehrin bütününü tasarlayan kişi) tarafından tanımlanmış alana kullanıcının kendi fonksiyonlara sahip ihtiyaçlarına cevap verebileceği bir yapı ( İşyeri, Konut, Sanayi Yapısı vs.) tasarlar. Bina yapılması uygun görülmüş alan içerisinde, en uygun yeri tespit ederek bir iskelet oluşturur. Bu iskeleti çevresi ile uyumlu hale getirerek, Şehrin dokusuna uygun gerekli parametrelere (cephe, yükseklik, inşaat alanı, gerekli yol ve sokaktan yapının çekme mesafeleri, malzeme vs. uyumlu) ve teknik detaylara göre yapıyı tasarlar.
Bu iki meslek dalının yaptıkları işlere örnek vermek açısından aşağıdaki fotoğrafta hem iç mimar hem de
mimarın çalışma mekan ve şekilleri hakkında kısmen fikir sahibi olabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder